5/20/2017

Öğrenme Güçlüğü Nedir Nasıl Aşılır?

Yazar Tarih 5/20/2017
Öğrenme Güçlüğü Nedir Nasıl Aşılır?

Öğrenme Güçlüğü Nedir Nasıl Aşılır? - Her çocuk farklıdır ve hepsi farklı hızlarda öğrenirler.

Öğrenme güçlüğü, okuma bozukluğu, yazılı anlatım bozukluğu ve diskalkuli olarak adlandırılan matematik bozukluğu gibi alt tiplere ayrılmaktadır.

Genellikle çocukların rakamlar ve harfler ile karşılaşmaya başladıkları okul yıllarında tam olarak adlandırılmasa da öğrenmeye dair bir güçlük-zorlanma yaşadığı öğretmenler ve anne-babalar tarafından fark edilmektedir. Özgül öğrenme güçlüğü adını alan bu durum,  kronolojik yaşı ile zeka gelişimlerinin tutarlı olduğu, uygun yaşamsal becerileri sergilemekte ya da iletişim ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamamakta olan çocukların kimi alanlara dair (Rakamları tanıma, harfleri tanıma, okumayı sökme, zihinden işlem yapma vb.) güçlük yaşanmaları halidir. Bu güçlük okul başarısında ciddi ölçüde düşüşe sebep olmakta ve öğrenme sırasında çocukların bilgi kazanımının güçleşmesine, öğrenme alanlarının etkin işlev görmemesine neden olmaktadır.

Öğrenme güçlüğü kendini şu şekilde gösteriyor olabilir:

Sözcük okumada yanlışlıklar ya da akranlara kıyasla çok yavaş okunuyor olması.
Okunanın anlamını anlamada güçlük. (Yani çocuk akıcı okuyor olabilir ancak metin içerisindeki ana fikir ya da ilişkiler ile ilgili soruları yanıtlamakta güçlük çekiyordur.)
Harf harf söyleme ya da yazma güçlükleri. (Harfleri atlayarak okuma ya da yazma.)
Yazılı anlatım güçlükleri. (İmla ve dil bilgisi kurallarını kullanmada güçlük.)
Rakamları tanıma, rakamları doğru yazma (Ters yazılabilir genellikle 2-3-5-6…) sayılar arası büyüklük-küçüklük ilişkilerini anlamada güçlük ya da hesaplama yapmada zorlanma.
Öğrenme güçlüğü, disleksi olarak adlandırılan okuma bozukluğu, disgrafi olarak adlandırılan yazılı anlatım bozukluğu ve diskalkuli olarak adlandırılan matematik bozukluğu gibi alt tiplere ayrılmaktadır. Kimi durumlarda bu alt tiplerden sadece bir tanesi görülebilirken kimi durumlarda ise birden fazla tip ile karşılaşılabilmektedir.  Ancak sadece öğrenme ile ilgili olduğu düşünülen bu durum karşısında erken ve doğru destek sağlanmadığı takdirde çocuklar düşük benlik algısı, kaygı, depresyon, akran ilişkilerinde sıkıntılar ve okul fobisi gibi duygusal alana yansıyan sıkıntılarda yaşamaya başlayabilmekteler.

Bu sıkıntıları yaşayan çocuklar genellikle şu özellikleri sergiler:

Sınıfta, dikkat çekmek için davranış problemi sergileyen.
Bir çalışmayı, ödevi yaparken okulda öğretmen, ev de anne babasından sürekli yardım isteyen.
Yeni öğrendiği bilgileri hızlı unutan.
Okuldan ödev veya kitaplarını getirmeyen.
Okula gitmek istemeyen.
Akıcı konuşmasına rağmen, yazarken bu dil zenginliğini yansıtamayan özelliktedirler.
Her çocuk farklıdır ve çocukların farklı hızla öğrenip, gelişim gösterdikleri unutulmamalıdır. Yukarıda belirtileri özetlenmeye çalışılan bu durum akademik yaşantı ile ilgilidir. Dolayısıyla sıklıkla ilkokul yıllarında ortaya çıkar. Ancak günümüzde akademik yaşantının çocukların hem duygusal gelişimleri hem de gelecekleri ile ilgili önemi sebebi ile erken müdahale önemlidir.

Çocuğunuzda bu gibi bir durumdan şüpheleniyorsanız, önce mutlaka öğretmen ve okul rehberlik servisi ile görüşmeniz ve eğer destek ihtiyacı olduğu söyleniyor ise bu konuda uzman kişilerden destek almanız ev-uzman-okul işbirliği ile güçlük yaşanan alanının atlatılmasına olanak sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder